-
Geçmemişlik
Arabadan iner inmez meraklı gözlerin fısıltılı konuşmalarına maruz kaldım. Uzaktan beni gören kadınlar, içinde “acaba” geçen cümleler kuruyor; çocuklar, mahalleye sanki insan yiyen bir canavar gelmiş gibi benden uzaklaşıyorlardı. Suratımın buz tutmuş hareketsizliğinden…
-
DERSİMİZ AÇILAR
Düşünebilme yetisi; insana atfedilmiş olup ve bizler sanki her an, her saniye onu kullanabilsin diye “olay olgusunun” yaratıldığı bir evrene konuk olmuşuz. Tesadüflerin çok daha ötesinde bir mucize olan açılarımızın dereceleri ise şaşırtmak…
-
TOPRAK ÖLDÜ
Yatağından kalkıp usulca doğruldu adam. Geçen haftadan beri televizyonda izlediği haberlere kafası çok takılıyordu. Tam da bu yüzden uyku tutmamış, yatakta debelenip durmuştu. Kalktı ve kendine bir kahve yaptı. Paket bitmek üzereydi, “bugün…
-
ÇOCUK
Şermin’in sobanın üzerine koyduğu güğümden çıkan buharlar, tavana doğru yol alırken birbirlerine yumularak yükseliyorlardı. Demliğin içindeki rengini salmış ıhlamurun çiçek kokusu, odanın dört köşesine dallanıp budaklanmıştı ve dökük duvarları bahar esintisine boyuyordu. Kahvaltı…
-
-
GÜLEN AYVA AĞLAYAN NAR
Başım ağrıyordu. Çatlayacak gibiydi sanki. Oysa yağmur ne güzel de yağıyordu. Sanki dünya üzerindeki tüm kötü yüreklerde hiçbir kirlilik bırakmayacak gibiydi. Bir ağacın dallarına benzeyen şimşekler ürkütmüyordu beni. İnsanoğluna ulaşmaya çalışan bir el…
-
AĞLAMADAN ÖLMEYİN
Gözyaşlarınızı akıtmadan ağlayın. Kâinatın karanlığında ki geniş basamaklı merdivenlerde, Elinizi kaldırdığınızda tutacak bir gökyüzünüz olmadığını hissettiğiniz an, Yüreğinin içine sokulabildiğiniz bir insan için, Akıtmadan ağlayın Gözyaşlarınızı. Soylu kadınların asla yalnız dolaşmayacağı o sarmaşıklı…
-
NAZENDE
Tam zamanıydı toprağa bir evlat vermenin… Hava ılıman ve henüz ölmeye yaklaşmamışken mevsim, bir ıhlamur ağacı dikmenin tam vaktiydi. Topladı çoluk çocuğunu kunduracı Salih Usta. En ufak ve ona en çok benzeyen oğlu…
-
ENGEL BEDENDE DEĞİL RUHTADIR
Engel Türkçede bir işin gerçekleşmesini önleyen neden, bir işi yapılamaz duruma sokan şey veyahut yolunda giden bir şeyin önüne konulan önleyici nesne olarak tanımlanmaktadır. Bu konuyu derinlemesine inceleyecek olursak, yapılan tanımı oldukça yetersiz…
-
KLAVYELEŞMİŞ KINAMALAR
Güneşli bir günün sabahında, bir adam odasında ki tüm dağınık kıyafetleri, boş kutuları ve çöpleri yararak banyoya koştu. Çok geç kalmıştı. Elini yüzünü aceleyle yıkadı, eliyle dağınık saçlarını düzeltmeye çalıştı. Tekrar odasına döndü.…