-
İSTANBUL YOKSULU
Koşarken sokaklarında, bir gün İstanbul’un Yorulmuş yıpranmış, eskimiş sağın solun Gözlerin donuk, bir cam gibi olmuş Çökmüş sonsuz bir çukura solmuş Kirletmiş çocuk ruhunu, hayatın hileleri Kanında gezinmiş durmuş, bilmem kaç namerdin eli…
-
VİVALDİ’NİN DÖRT MEVSİMİ
Ne Vivaldi’nin dört mevsim resitali avuttu beni Ne de Beethoven’in sekizinci senfonisi Notalar ruhumun tellerini az çok titretse de Kütükleşmiş ruhumun dünyaya kök salmış gövdesini sarsmadı Yaşım kırk Gün döndü çoktan Günbatımı mevsimindeyim…
-
AĞLAMADAN ÖLMEYİN
Gözyaşlarınızı akıtmadan ağlayın. Kâinatın karanlığında ki geniş basamaklı merdivenlerde, Elinizi kaldırdığınızda tutacak bir gökyüzünüz olmadığını hissettiğiniz an, Yüreğinin içine sokulabildiğiniz bir insan için, Akıtmadan ağlayın Gözyaşlarınızı. Soylu kadınların asla yalnız dolaşmayacağı o sarmaşıklı…
-
YUSUF GİBİ
Ağlıyorsun ey zat! Azapla dolmuş ruh-ı fersudene ferahtır zati ağlamak, Dünyeviye kusuyor ellerin kolların saçak saçak. Yusuf ol ey zat! Yusuf’un yırtılmış gömleği kadar haysiyetli. Yolun uzundur, dikenler içinde ve kayalık, Deme arkamdan…
-
SİYAH MISRALARIN İNSANI
Sen karanlığı gece sanıyorsun, Geceyi siyaha yakıştırıyorsun o masmavi zihninde. Senin sandığın şeyler buğulu bir camın arkasını görememek gibi. Bildiğin her şey suya yazılmış bir mısradan ibaret. Ayın yanında yıldızları fark etmeyecek…